ISBN: 9786056989933
Yazar: İsmailağa Telif Heyeti
Hazırlayan:
Ebat: 16,5 x 23,5 cm
Sayfa Sayısı: 136
İç Renk: Tek Renk
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Şamua 70gr
El Fıkhul Ekber eserinin sahibi, hiç şüphesiz Fıkıh sahasında imam olduğu gibi kelam alanında da imam olan Ebû Hanife (Rahimehullâh)’tır. Kendisine ‘en büyük imam’ manasına gelen İmam-ı Azam ünvanın verilmesi ve İmam-ı Şafii (Rahimehullâh)’ın “İnsanlar fıkıhta Ebu Hanife’nin çocuklarıdır” sözü Ebu Hanife’nin üstün şahsiyetini ve ilmi dirayetini anlamak için yeterlidir. En Büyük İlim (El Fıkhul Ekber): İmamı Azam (Rahimehullâh), inanç meselelerini konu edinen ilmi el Fıkhul Ekber olarak isimlendirmiştir. Aynı şekilde, oğlu Hammâd rivayetiyle gelen akaid risalesi de el Fıkhul Ekber olarak isimlendirilmiştir. Ebû Mutî‘ el-Belhî rivayetine ise el Fıkhul Ebsat denilmektedir. Bu güzide eser (El Fıkhul Ekber)’de, inanç esasları icmali olarak incelenmiştir. Kitabın konularının bazıları şunlardır:
Geçmişten günümüze kadar asırlarca medreselerde okunan ve ilim erbabı için umde haline gelen el Fıkhul Ekber, üzerine birçok şerh kaleme alınmıştır. Şüphesiz ki Ebü’l-Müntehâ şerhi de bunlardan bir tanesidir. Önemle şunu belirtelim ki, El Fıkhul Ekber in Türkiye’de (örn. Beyazıt Devlet Ktp., nr. 3163/3; Hacı Selim Ağa Ktp., nr. 394/2) ve diğer ülkelerde birçok yazma nüshası bulunmaktadır. El Fıkhul Ekber üzerine yazılan şerhlerden bazıları şunlardır:
Ebu Hanife (Rahimehullâh) 80 (699) yılında Kûfe’de doğmuştur. Asıl adı Nu‘mân olup, nesebi Nu‘mân b. Sâbit b. Zûtâ b. Mâh’tır. İmamı Azam Ebu Hanife (Rahimehullâh) aslen Arab olmayıp dedelerinin Fars asıllı olduğu rivayet edilmektedir. Yanı sıra babasının Fârisî annesinin ise Hint menşeli olduğu yahut Türk menşeli olduğu da rivayet edilmektedir. “Ebu Hanife” ve “İmamı Azam” olarak şöhret kazanmıştır. Her ne kadar “Ebu Hanife” künyesi olarak zikredilmekteyse de Hammâd oğlundan başka bir çocuğu bulunmamaktadır. Devamlı yanında Hanife denilen bir tür divit (yazı hokkası) taşıması veya Hanif kelimesinin lügat anlamından hareketle “haktan ve istikametten ayrılmayan” bir kimse anlamında kendisine böyle denilmektedir. Kendisine “Büyük İmam” manasına gelen “İmamı Azam” denilmesine gelince akranları veya asırdaşları arasında seçkin bir ilmi otoriteye sahip olmasından dolayıdır.
İmamı Azam (Rahimehullâh)’ın asıl adı Nu‘mân olup 80 yılında Kûfe’de doğmuştur. Ailesi ticaretle uğraşan varlıklı bir aile olup kendisi de ilim öğrenmeye başlamadan önce kumaş tüccarlığı yapmıştır. Küçük yaşlarda Kur’ân’ı Kerîmi ezberlemiş ve kıraat ilmini de kırâat-i seb‘a âlimlerinden olan Âsım b. Behdele’den öğrenmiştir. Ebu Hanife (Rahimehullâh)’ın doğup büyüdüğü yerler olan Kûfe ile Basra şehirleri, konum olarak birçok fakih, dilci, edip, şair ve filozofun da bulunduğu birer ilim merkezi olmakta birlikte siyasî faaliyetlerin yoğun olduğu önemli yerleşim yerlerindendi. Üstün ve parlak bir zekaya sahip olan Ebu Hanife (Rahimehullâh) böyle bir ortamda ticaretle uğraşmaktaydı. Bir gün Ebû Amr eş-Şa‘bî’nin kendisini çağırıp, “Seni zeki, kabiliyetli ve hareketli bir genç olarak görüyorum. İlme ve âlimlerin meclislerine devam etmeyi ihmal etme” demesi üzerine tesirlenip ilim tahsiline yönelmiştir. Öncelikle akaid ve cedel ilmini öğrenmeye başlamıştır. Bu ilimlerde belli bir mesafe aldıktan sonra dönemindeki inkârcı ve bid‘atçılarla münakaşa ve münazara etmiş hepsini susturmuştur. Ebu Hanife (Rahimehullâh) daha sonrasında fıkıh ilmine yönelmiş ve devrindeki birçok ilim erbabıyla (âlimlerle) görüşmüş ve ilimlerinden istifade etmiştir. Hiç şüphesiz asıl hocası ise döneminde Kûfe re’y ekolünün üstadı kabul edilen Hammâd b. Ebû Süleyman’dır. Ebu Hanife (Rahimehullâh)102 yılından itibaren hocasının vefatına kadar on sekiz yıl süreyle ders halkasına devam etmiştir. En seçkin talebeleri arasında yer almış, hocasının bulunmadığı zamanlarda onun yerine vekâleten ders vermiştir. Hocası Hammâd b. Ebû Süleyman’ın 120 yılında ölümü üzerine, kırk yaşlarında iken hocasının yerine geçerek ders okutmaya başlamıştır. Son derece vakarlı, mütevazi, kanaatkâr, cömert, güvenilir, âbid, zâhid ve keskin anlayış sahibi olan İmamı Azam Ebu Hanife (Rahimehullâh), hocasından sonra büyük ders halkası kurmuş ve yetiştirdiği talebelerin sayısı binleri aşmış ve bunlardan kırkının ictihad edecek dereceye ulaştığı belirtilmiştir. İmamı Azam (Rahimehullâh)’ın ilim silsilesi hocası Hammâd’ın aracılığıyla İbrâhim en-Nehaî ve üste doğru Ebû Amr eş-Şa‘bî’den, dolayısıyla Mesrûk b. Ecda‘, Kâdî Şüreyh, Esved b. Yezîd ve Alkame b. Kays’tan, bunların ilimleri de Sahâbe Kirâm’ın en fakihlerinden olan Hazreti Ömer, Ali, Abdullah b. Mes‘ûd ve Abdullah b. Abbâs (Radıyallâhü Anhüm)’dan gelmektedir. Ebu Hanife (Rahimehullâh), Basra, Kûfe ve Irak bölgesinin ileri gelen üstatlarının hadis ve fıkıh meclislerine zaman zaman iştirak etmiş, yüze yakın Tâbiîn âlimiyle görüşmüş ve birçok kimseden hadis dinlemiştir.